Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüşmesine ilişkin, “Bugün yine çok yapıcı, çok samimi, iletişim dolu, harika bir görüşme oldu. . Hep birlikte doz, düzen, zamanlama, makul bazı aksiyonları kısa süre içerisinde alacağız.” söz konusu.
Çakar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile TBB’nin Akmerkez lokasyonunda gerçekleştirdiği istişare toplantısının ardından gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Şimşek’in, hükümet kurulduktan sonra finans sektörü ve TBB Yönetim Kurulu ile ilk görüşmelerinden birini gerçekleştirdiğini hatırlatan Çakar, bakanlar, bakanlar ve TBB ile şubenin sorunlarını ve küresel ekonomideki gelişmeleri görüştüklerini bildirdi. yetkilileri, TCMB ve BDDK ile görüştük ve değerlendirdik.
Çakar, “Biz kendi görüşlerimizi ve görüşlerimizi arz ediyoruz. Bugün çok yapıcı, çok samimi, iletişime açık bir görüşme oldu. Bakanımız keyifli vakit geçirdi. Tüm sektör temsilcileri, banka genel müdürlerimiz, CEO’lar. , herkes tek tek görüşlerini ve değerlendirmelerini söyledi.Onlar da not aldılar ve makul süreler içinde dozu, sırası, zamanlaması dahil bazı aksiyonları birlikte alacağız.” sözlerini kullandı.
Finans bölümünün yapısının çok güçlü olduğunu vurgulayan Çakar, “Genel ekonomiyi, kalkınmayı, finans sektörünü ve yeni programı desteklemek için birlikte çalışacağız.” dedi.
“Her konu tartışıldı, inşallah doğru sonuçlara birlikte varacağız”
Toplantıda tartışılan ana başlıklara bir soru üzerine değinen Çakar, şunları söyledi:
“Sayın Bakan tabi ki kendi görüş ve düşüncelerini aktardı. Dünya ekonomisine ve genel ekonomiye nasıl baktıklarını anlattılar. Yeni program olan Orta Vadeli Program ile ilgili görüşlerini aktardılar. Bankacılık sektörünün hem aktifi hem de pasifi açısından her konu gündeme geldi.Her konu tartışıldı inşallah birlikte doğru sonuçlara varırız çünkü biliyoruz ki bankacılık sektörü bizim için çok değerli. Türkiye’nin kalkınması ve özellikle büyümenin finansmanında bankacılık şubesinin ana amiral gemisi. Bu nedenle makroekonomik politikayı güçlendirmek ve onunla işbirliği yapmak çok değerliydi. Bu, bunun ilk adımıydı.”
